9 Haziran 2011 Perşembe

Erkek/Kadın

Kadın ve erkek nüfusunun oranı bire çok yakındır. Yani dünyada -yaklaşık olarak- bir erkek için bir kadın, bir kadın için bir erkek vardır.

Yıllardır savaşların ve kargaşanın eksik olmadığı Irak'ta yetişkin erkek nüfus/kadın nüfus oranı 1.03'tür. Dünya genelinde bu oran 1.02'dir. Irak'ta nesillerdir süren savaşa rağmen erkek/kadın oranındaki denge bozulmamıştır. Türkiye'de de bu oran 1.02'dir.

Bu rakamları niye veriyorum?  Konuyu "aile danışmanı" ünvanlı bir kişi tarafından gündeme getirilen İslami usül dört kadınla evlenme olayına bağlayacağım da ondan veriyorum.

Bu dört kadınla evlenme olayı iki argümanla savunulur. Birincisi; 'savaş döneminde vs. erkek sayısı azalırsa kadınlar sahipsiz, korumasız kalmasın' argümanı. İkincisi; 'Zina olacağına nikah altında olsun' argümanı. Her iki argüman da üzerinde düşünülmeden söylenen boş laflardır.

Birinci argümanı ele alalım; bir erkeğe dört kadın düşebilmesi için erkek/kadın nüfus oranını 0.25 olması gerek. Dünya'da hiç bir ülkede böyle bir oran yok. Savaş döneminde de yok... Açlık, kıtlık, felaket sonrasında da yok. Dilediğiniz kaynaktan nüfus istatistiklerine bakın. Bir erkeğe iki kadın düştüğü durum bile yok. Demek ki Kuran'daki hükmün uygulanabilirliği yok.

Peki uygulanırsa ne olur? Bir erkek birden fazla kadınla evlenirse ne olur?

Birden fazla kadınla evlenen her erkek, başka bir erkeğin kısmetini kapatmış olur. Geri kalmış ülkelerde zengin erkekler kendilerine üçer dörder alırken maddi durumu iyi olmayanlar müzmin bekar kalıyorlar.

Genç adam... Parası pulu yok, evlenemiyor. Zengin dedenin biri de kendine genç kızlardan harem kuruyor. Kızın kendi gönlüyle evlendiği felan yok o dedeyle; ailesi fakir, zorla evlendiliyor.

Tabi bu müzmin bekar kalanların cinsel gereksinimleri var; bu gereksinimlerini "evlilik içi" yollarla karşılayamadıkları için "evlilik dışı" yollarla karşılama yoluna gidebiliyorlar. Her bekar değil ama kimi fuhuş sektöründen yardım alıyor, kimi de cinselliğini zor kullanarak yaşıyor. Hayatın gerçekleri gözardı edilerek erkeğin şehvetine göre ayarlanmış İslami üsul kurallar sorunlara çözüm olmuyor, aksine daha büyük sorunlar yaratıyor.

İkinci argüman zinayı engelleme argümanı... Aslında yazının ilk kısmında kısmen buna yanıt vermiş olduk. Dört kadınla evlenme durumu zengin erkeğin zinaya başvurmasına gerek bırakmayabilir, ama bekar kalanların evlilik şansını yok ediyor, zina yine de oluyor.

İslam evlilik dışı cinsel ilişkiye şiddetle karşıdır (Cariyeler ile olan nikahsız ilişkiler hariç, o konuya hiç girmiyorum). Ancak zorla evlendirilen, gönlü olmadığı halde tanımadığı sevmediği bir herifin koynuna sokulan kızcağızı görmezden gelir.

Bizim İslamcılar batı ülkelerinde özgürce yaşanan cinselliği eleştirir, hatta aşağılarlar. Onlara göre -tamamen gönül rızası ile bile olsa, severek isteyerek bile olsa- nikah olmadan cinsellik haram, zorbalıkla nikah altına aldıktan sonra iğfal etmek helaldir.

İslam'a göre "erkek 'tatmin' olmalıdır", eğer tek eşle tatmin olamıyorsa "ikişer, üçer, dörder" alabilir. Önemli olan nikah dışı olmasındır. Başkasının kısmeti mi kapanıyordur, gönülsüz, sevgisiz, arzusuz evlilikler mi yapılıyordur hiç bir önemi yoktur.

Kadın olduğu halde kadın haysiyeti taşımayan; sevgi, bağlılık, şefkat, içtenlik, sadakat nedir bilmeyenler ancak "İslami usüllere göre aile danışmanlığı" yaparlar. İslami ailenin bunlara gereksinimi yoktur, İslami ailede Allah rızası için nikah altında olmak, Allaha kul, peygambere ümmet yetiştirmek vardır. 

Hakeden herkese saygılar, sevgiler,
Bilgehan