11 Ekim 2008 Cumartesi

Dandik tasarım

Dandik tasarım
Şaşkın yaratıcının marifetlerine 10 örnek

Yaratıcıların en şaşkını, tasarımcıların en dandiği Allah(cc)'nin maarifetlerini incelemeye devam ediyoruz...

Live Science'ın listesini baz alarak hazırladığım en süper gereksizlikler listesini beğeninize sunuyorum...




10. Uçamayan Kuşların Kanatları
Kaç tane uçamayan kuş biliyorsunuz? En azında tavukları, penguenleri, devekuşlarını biliyorsunuzdur... Bunlar dışında daha pek çok kuş var, kanatları olan ama uçamayan...

Tamam devekuşu iri, penguen de yüzüyor, ama zavallı tavuk niye uçamıyor? Takahe, Kiwi, Kakapo gibi bizim zavallı tavuk da yürümek zorunda... Uçurmayacak kanadı veren Allah sizce nasıl bir tasarımcı?

----------------------------------------------------------




9. Balinanın bacağı
Balina balık mı? Değil... Memeli...
Ne işi var denizde o zaman?
Yumurtaya can veren Allah bu hayvan ne günah işlemiş de karaları dar etmiş buna?
Bizi cennetten şutladığı gibi balinaları da karadan şutlamış...
Ama nedense balinanın hiçbir işe yaramayan arka bacakları hala duruyor... Neden acaba?

----------------------------------------------------------




8. Tüylerim diken diken oldu?

Kediler korkunca tepe tüyleri ayağa kalkar, biz korkunca.... polisi ararız...

Şaka bir yana hayvanlardaki refleksin aynısı bizde de vardır. Biz de ürpeririz... Kürklü hayvanlar korktuklarında tüylerini geren kaslar sayesinde olduklarından biraz daha iri görünürler. Ayrıca soğukta dikilen tüyleri vücutlarından yayılan sıcak havanın dağılmasını geciktirir ve üşümelerini engeller...

Peki bizdeki dikilen tüyler ne işe yarar? Hiçbir şeye... Allah nasıl bir tasarımcıymış?

Ayrıca vücudumuzun avuç içi, ayak tabanı vs. gibi alanları dışında her yerimiz tüyle kaplıdır. Tüy dağılımızın bir şempanzeden farkı yoktur. Ama tüylerimiz o kadar incelmiştir ki kürk görevi yapamazlar... Kaş, kiprik, saç, koltuk altı ve genital bölgedekiler işe yarar ve bu yüzden korunmuşlardır. Sakal ve bıyık ise insan türünün bir kısmında vardır, bir kısmında yoktur... Peygamberinin sünneti sakal olan bir dinin mensubu olup da sakalsız olarak yaratılan insanlar Allah'ın tasarımı ve peygamberin sünneti hakkında ne düşünürler?

----------------------------------------------------------




7. Kuyruğun nerede?
Koşan bir canlı için kuyruk dengeleyici demektir. Ağaçların üstünde dallarda ise yine denge sağlar ve tutunma için de kullanılabilir.

Peki... Biz de kuyruğun ne işi var? Kuyruğumuz yok demeyin, görünürde yok ama var... Adı da Coccyx...

Bazıları çıkıp, "onun görevi var, ona kaslar tutunuyor, destek görevi var" felan diyebilir... Coccyx'in ameliyatla alındığı insanlar mutlu, mes'ud ve sıhhatli bir şekilde yaşamlarını sürdürüyorlar.

Allah bizi bir su damlasından yaratıp, anne karnında korunaklı bir yerde 3 evrede karanlıktan karanlığa geçirirken arasıra hata yapıp bizi kuyruklu yaratıveriyor efendim... Eskiden bu defolu, kuyruklu şeyleri şeytan ile zina eden anası ile birlikte hallediveriyorlardı. Şimdilerde de halledenler var ama medeni ülkelerde ameliyatla alınıyor. Ailesine bazen hiç birşey söylenmiyor, aile bilse de çocuğa söylenmiyor... Yani... içinizden bazıları kuyruklu doğmuş olabilir. Ameliyat izi var mı diye dönüp bakamazsınız... Kendi kuyruksokumunuzu görmeniz için ayna gerek... Bırakın okumayı... Hemen bir ayna bulun!

----------------------------------------------------------




6. Kör balığa göz veren Allah

Astyanax mexicanus derin sulardaki mağaralarda yaşar; gözleri olduğu halde görmez. Embriyolojik süreçte göz önce gelişir, sonra kısmen yıkılır ve kalıntıları deri ile örtülür ve balık yumurtadan öyle çıkar. Zaten göz pek lazım değil bu balığa, karanlıkta yaşar... Derin denizlerin mağaraları demiştim, hatırlarsanız...

Aynı balığın yüzeye yakın yaşayanı da var... Tabi bu arkadaşların gözleri var... Bu gözleri gören balığın gözünden merceği çıkarmışlar, kör olana takmışlar... 8 gün içinde göz gelişmeye başlamış, iki ay için de balık görmeye başlamış...

Yani Allah öyle bir kör balık yaratmış ki, embriyolojik süceçte göz geliştiyor, sonra bu gözü yıkıyor. Ama beyin hala o gözden gelecek sinyallere açık... Sistemler hazır... Ama kör... Var... ama yok.. Allah nasıl bir tasarımcı?

----------------------------------------------------------




5. Burası kalabalık oldu
Çenemiz kocamanken ne güzeldi... Sıra sıra düzgün dişler... Ne zaman ki Allah "getirin şu çamuru, Adem'i yaratıciim" dedi b.ku yedik...

Allah Adem'i koca çeneli hayvanlarla aynı diş düzeninde yarattı ama çenesini küçük yaptı biraz... En arkada, sonradan gelen 4 tane diş var, 20 yaş dişleri... Ağzımızın için diş doluyken bile "geleceğiiiz, biz de çıkacağııız" diye kastırıp ortalığı karıştırılar. Tüm dişleri iterler, düzeni bozarlar, yamuk yumuk çıkarlar, bazen çıkamazlar, çıktıktan sonra hemem çürürler, zira fırça yetişmez bunlara pek, yemek artıkları kalır etraflarında... Bunları çektimek de zordur, taa en dipte ve kocamandırlar... 20 yaş dişinden dolayı sorun yaşamayan yoktur.

Peki biz diş ağrısından kıvranırken tasarımcı Allah ne yapar?

----------------------------------------------------------




4. Karahindiba'nın üreme organları
Tüm çiçekler gibi karahindibalarında üreme organları vardır, ama bunları kullanmazlar... Zira bu çicekler eşeyli olarak üremezler; kendilerini kopyalarlar...

Eee... Allah kendini kopyalacak çiçeğe neden stamen verir, neden pistil verir?

----------------------------------------------------------




3. Lezbiyen aşkın meyveleri
Cnemidophorus cinsi kertenkeleler üremek için erkeğe ihtiyaç duymazlar. Partenogenez ile döllenmeniş yumurtadan kendi kopyalarını çıkartırlar... İşin garip kısmı yumurtalamak için başka bir dişi ile "seks" yaparlar, lezbiyen seksin neticesinde nur topu gibi yavrular doğar...

Allah burada nasıl bir tasarım denemiş? Bu sapık kertenkeleler kendi kendilerine yumurtlasalar olmuyor mu?

----------------------------------------------------------




2. Memeliyiz, gerçekten...
Erkeklerin neden memeleri var diye soruldu bu forumda, gerizekalını biri estetik dedi... Peki estetik için görünen kısmı var ama neden altında göğüs dokusu var? Kadınlardakı kadar büyük değil ama erkeklerde de derinin altında göğüs dokusu var. Ergenlik döneminizi hatırlayın... O dönemde göğüsleriniz hassaslaşmıştı... Zira o doku orada ve hormonlara hala duyarlı... Bazı vücut geliştiricilerde aldıkları hormonlar sonucunda kadın gibi göğüs çıkıyor... Gynecomastia diye aratın, görün... Bir de witch's milk diye aratın... Aratmaya üşenirseniz sabredin, witch's milk yazısı da geliyor.

Erkeklerin göğüsleri olduğu yetmiyormuş gibi bir halta yaramayan şeyler bir de kanser oluyor. 2005 yılında ABD'de 1690 erkeğe göğüs kanseri teşhisi konmuş. Kadınlara göre düşük bir rakam ama erkekerlerin de göğüs kanseri riski var. Muayeneye koşun hemen!

http://www.breastcancer.org/symptoms/male_...CFQdWegod2AyREA
http://www.cancer.org/docroot/CRI/content/...t_cancer_28.asp

Şimdi soruyorum size, Allah ne demeye çalışıyor? Neden biz erkeklerin de göğüsleri var?

(Yanıtı merak ediyorsanız bu forumdaki ilk iletimi okuyun.)

----------------------------------------------------------




1. Apandisit
Hemen atlayacak bazıları; "savunma sistemi, sindirim vs." diye. 2000 yılında ABD'de 300.000 kişinin apandisiti alımış. Rutin bir işlem ve kimseyi öldürmüyor. Ancak dert oluyor, patlayıp adamı zehirliyor. Sindirime felan da katkısı yok... Cübbeli Ahmet'in CERN'deki deneye katkısı kadar katkısı var...

Ne işe yarar bu apandisit? Bazıları otçul atalarımızdan kalan miras diyor, Allah ne diyor bu işe?




Saygılar, sevgiler
Bilgehan




Kaynak:
http://www.livescience.com/animals/top10_v...l_organs-1.html

34 yorum:

  1. hakikaten yaratıcımız çok şapşal birşeymiş.
    herşeyi yerli yerinde yapıyor iddiasının ayakları yere basmıyor.

    bu arada hayırlı ve daim olsun blogun Bilgehan Bengi.

    murteddd

    YanıtlaSil
  2. hayret, evrim nelere kadirmiş :D kendi kendini inceleyip hatalı tasarım oldugunu söyleyen, tartışan, düşünen canlılar ortaya çıkarmış. Kendi kendinizi kandırıyorsunuz... annenizin size emzirdiği süt evrimle açıklanamaz... Başka söze gerek yok...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mikro organizmaların enerji üretiminin atığı olan Glikoz(ve tabii Fruktoz ve tabii Laktozun (süt yani= Mikro organizmalarda Enerji Eldesi: (1) Fermentasyon; (2) Solunum; (3) Fotosentez yollarıyla olur. Pentoz-P ve Entner-Doudoroff yolları da kullanılabilir. Entner-Doudoroff yolu tipik olarak Pseudomonas’da görülür. Pseudomonas fermentasyon yapmaz. Fermentasyonun genel şeması yukarıda gösterilmektedir (Brock, s. 605, Şekil 16.34). Fermentasyonda ATP üretim mekanizması substrat seviyesinde fosforilasyon. Fosfatlı veya AsetilCoA gibi yüksek enerjili bileşiklerdir. Hidrolizi eksergonik olduğundan enerji açığa çıkar. Direkt ATP sentezi söz konusudur. Fermentasyonda az enerji üretilir. Verimi düşüktür= Teorik olarak glukozun etanole fermentasyonundan 7 ATP sentezlenebilir ancak sadece 2 ATP net olarak sentezlenir. Glikolizi de fermentasyon düşünürsek en fazla enerji bu fermentasyonda oluşur: 2-3 ATP/glukoz.
      Daha az önemli ATP üretim mekanizması: Substratın katabolizması iyon pompalarını çalıştırıp membranın iki tarafında proton veya sodyum gradyanı oluşturur. Propionigenium modestum ve Oxalobacter formigenes bu tiptir. Dikarboksilik asitlerin fermentasyonunu membranla ilişkili iyon pompalarıyla eşlenik hale getirirler.
      Süksinat2- + H2O → propionat- + 2HCO3- ΔG0’ = -20.5 kJ/Rxn Na+ dışarı çıkışı ile birlikte enerji üretir. Substrat seviyesinde ATP sentezletmez ama canlının üremesi için gerekli enerjiyi sağlar. Na-ATPaz pompa yoluyla ATP sentezlettirir. Brock s. 606, Şekil 16.35 ve s. 609 Tablo 16.9) Bu karbon çevriminin en ilkel parçası olduğu bilinmediğinde insan kendi sözleri ile kendinin yalancısı olur. Bilim düşüncesi ve bilimle Dinin ilişkisi yoktur. İnanıyorsanız İnanın ve böylece imanlı müminler olarak vicdan sahibi; merhametli; hoşgörülü; adaletli ve sabreden olun bu insani yanınız inandıklarınızca defaten sözlü ve yazılı olarak sizlere anlatıldı. İnkarcı olmayın inanın. Bilimin anlattığı dünya gerçek ve doğru olandır. İnananın anlattığı dünya uhrevi, ruhani, rahmani ve rahim olandır. İnanıyorsan inancını sorgulama sana güç versin, Ama akıllı ol; gerçeğin peşinde koş.

      Sil
  3. İnce giydirmeler, küçük esprilerle güzel bir bilgi hazinesi olmuş. Tabi okuyana anlayana.
    Teşekkürler...

    YanıtlaSil
  4. Yahu kim dedi tanri akillidir diye? Tanri vardir ve paspalin tekidir, bu herseyi iyi acikliyor :)

    YanıtlaSil
  5. şöyle birşey sormak istiyorum arkadaşım. bazı organların alındığında bişey olmadığını söylemişsin. bu o organın gereksiz olduğunu mu gösteriyor cidden merak etmekteyim. midesi alınan insanlar da yaşıyor.

    YanıtlaSil
  6. Evrim literatüründe uzunca bir süre yer alan, ama geçersizliği anlaşıldıktan sonra sessiz sedasız bir kenara bırakılan iddialardan biri, "körelmiş organlar" kavramıdır. Ancak bir kısım yerli evrimci, "körelmiş organlar"ı hala evrimin büyük bir delili sanmakta ve öyle göstermeye çalışmaktadırlar. Körelmiş organlar iddiası bundan bir asır kadar önce ortaya atılmıştı. İddiaya göre, canlıların bedenlerinde atalarından kendilerine miras kalmış, ancak kullanılmadıkları için zamanla körelmiş işlevsiz organlar yer alıyordu. Bu kesinlikle bilimsel bir iddia değildi, çünkü bilgi eksikliğine dayanıyordu. "İşlevsiz organlar", aslında "işlevi tespit edilememiş" organlardı. Bunun en iyi göstergesi de, evrimciler tarafından sayılan uzun "körelmiş organlar" listesinin giderek küçülmesi oldu. Kendisi de bir evrimci olan S. R. Scadding, Evolutionary Theory (Evrimsel Teori) dergisinde yazdığı "Körelmiş Organlar Evrime Delil Oluşturur mu?" başlıklı makalesinde bu gerçeği şöyle kabul eder: (Biyoloji hakkındaki) bilgimiz arttıkça, körelmiş organlar listesi de giderek küçüldü... Bir organın işlevsiz olduğunu tespit etmek mümkün olmadığına ve zaten körelmiş organlar iddiası bilimsel bir özellik taşımadığına göre, "körelmiş organlar"ın evrim teorisi lehinde herhangi bir kanıt oluşturamayacağı sonucuna varıyorum. Alman anatomist R. Wiedersheim tarafından 1895 yılında ortaya atılan "körelmiş insan organları" listesi, apandisit, kuyruk sokumu kemiği gibi yaklaşık 100 organı içeriyordu. Ancak bilim ilerledikçe, Wiedersheim'ın listesindeki organların hepsinin vücutta çok önemli işlevlere sahip olduğu ortaya çıktı. Örneğin "körelmiş organ" sayılan apandisitin, gerçekte vücuda giren mikroplara karşı mücadele eden lenf sisteminin bir parçası olduğu belirlendi. Bu gerçek, 1997 tarihli bir tıp kaynağında şöyle belirtilir: "Vücuttaki timus, karaciğer, dalak, apandisit, kemik iliği gibi başka organlar lenfatik sistemin parçalarıdır. Bunlar da vücudun enfeksiyonla mücadelesine yardım ederler." Aynı "körelmiş organlar" listesinde yer alan bademciklerin ise boğazı, özellikle erişkin yaşlara kadar, enfeksiyonlara karşı korumada önemli rol oynadığı keşfedildi. Omuriliğin sonunu oluşturan kuyruk sokumunun, leğen kemiği çevresindeki kemiklere de destek sağladığı ve küçük bazı kasların tutunma noktası olduğu anlaşıldı. İlerleyen yıllarda yine "körelmiş organlar" olarak sayılan timüs bezinin T hücrelerini harekete geçirerek vücudun savunma sistemini aktif hale getirdiği; pineal bezin önemli hormonların üretilmesinden sorumlu olduğu; tiroid bezinin bebeklerde ve çocuklarda dengeli bir büyümenin gerçekleşmesini sağladığı; pitüiter bezin de birçok hormon bezinin doğru çalışmasını kontrol ettiği ortaya çıktı. Darwin tarafından "körelmiş organ" olarak nitelendirilen gözdeki yarım ay şeklindeki çıkıntının ise gözün temizlenmesi ve nemlendirilmesi işine yaradığı anlaşıldı. Körelmiş organlar iddiasında evrimcilerin yaptıkları çok önemli bir de mantık hatası vardı. Bildiğimiz gibi evrimciler tarafından ortaya atılan iddia, canlılardaki körelmiş organların geçmişteki atalarından miras kaldığıydı. Oysa "körelmiş organ" olduğu söylenen bazı organlar, insanın atası olduğu iddia edilen canlılarda yoktur! Örneğin evrimciler tarafından insanın atası olduğu söylenen bazı maymunlarda apandisit bulumaz. Körelmiş organlar tezine karşı çıkan biyolog H. Enoch bu mantık hatasını şöyle dile getirmektedir: İnsanların apandisiti vardır. Ancak daha eski ataları olan alt maymunlarda apandisit bulunmaz. Süpriz bir biçimde apandisit, daha alt yapılı memelilerde, örneğin opossumlarda tekrar belirir. Öyleyse evrim teorisi bunu nasıl açıklayabilir? Kısacası evrimciler tarafından ortaya atılan körelmiş organlar senaryosu kendi içinde hem mantık hataları içermektedir, hem de bilimsel olarak yanlıştır. İnsanlarda, sözde atalarından miras kalmış olan hiçbir körelmiş organ yoktur. Çünkü insanlar diğer canlılardan rastlantılarla türememiş, bugünkü formlarıyla eksiksiz ve mükemmel bir biçimde yaratılmışlardır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Akıllı Tasarımcıların" bir şeyi iyi bellemesi lazım. Eğer binlerce Peygamberin söylediklerine inanıyorlarsa Uhrevi olanı bilim değneğiyle kurcalamamaları gerekir. Yoksa bedel, kefaret gibi şeylerin yükümlülüklerinin ağırlığı ve teşrifatı inandıkları dinin önüne geçiyor; o dinin kendisiymiş gibi duruyor. Bilimin açıkladıkları senden önce senden olanların yaptıkları ve dediklerinin kefaretini ödüyorsun, nefsini temizle sabırlı ol; inandığın seninle ve sana yön gösterendir. Bilimsel olarak "Körelmiş Organlar", bilimsel analitik söylemde Evrimin her aşamasında bir "sonraki düzeyde"(!) diye tanımlanan organizma bütünlüğünün aynı zamanda hayran olunası bir "müze" olduğunu anlatmasıdır. (ki) Bu mutasyonları aynı organların farklı işlevlerle dönüşmesine aykırılık yaratmaz. Tersine Evrimin nasıl olduğuna aklımızın yetebilmesini sağlayan deliller sunar. Hele demagojiler anlamamayı ve kendine güvensizliği geliştirir ki metanetten uzaklaşmak zımmen günahtır. Maymun insanın alt türü değildir. Primatlar ortak evrim halkamızdır. Yani opossumlarda (primattır) görülen maymunlarda dönüşmüş, körelmiş ya da yok olmuş olabilir. Yani bizde primatların bir üst(!) halkası Hominidae, tarih öncesi insansı canlıları ve insanı kapsayan bilimsel aileye verilen addır. Kuyruksuz maymunlardan pongidler cinsi: 1-Ponginae; 2- Homininae – insan türüne giden yol. Bilim gerçektir; din iman, vicdan ve metanet. Metin ol akıllı kal. Bilimin ve gerçekliğin peşinde koş.

      Sil
  7. iddalarına bu kadar güveniyorsan birbirimize lanet edelim ozaman belki senin yok saydıklarını beni var olanlarsa seni cezalandırır ne dersin????

    YanıtlaSil
  8. Müslümana rahmet ve iyilik temennisi yakışır. Çünkü başkalarını iyiliklere lâyık görenler, aslında kendilerine iyilik etmiş olurlar. inşallah Rabbim doğru yola iletir.

    YanıtlaSil
  9. Apandisit in lenf sisteminde önemli bir görevi yoktur alındığında kimse ölmez. İmmun sistemdeki işlevsel organ apandisit değil, dalaktır. Aynı şekilde bademcik de lenf sistemine dahildir ancak o da işlevselliğini zamanla yitirebilir.

    Tiroid bezinin körelmiş organ olduğu konusu ise safsatadır fazla büyümesi guatr veya kist lere neden olabilir o ayrı konudur.

    Alt maymunlarda apandisit in olmaması evrim teorisini çürütmez ayrıca bu alt maymunlar hangileridir?

    Pek ala farklı başka türlerde apandisit bulunabilir bu da evrimi yalanlamaz aksine doğrular.

    Bilimsel açıdan neyin doğru neyin yanlış olduğuna bilimsel literatürdeki bir teoriyi anlamamış bilim dışı dinciler karar veremezler,boş konuşmuş olurlar her zamanki gibi.

    YanıtlaSil
  10. Öncelikle bir arkadaşımıza katılıyorum iyilik temennisi daha iyidir ama ben içimde kalmasın diye bir kaç şeyi de paylaşacağım.

    Öncelikle kendinin her şeyi bildiğini sananlara bir lafım olacak, siz kimsiniz de bu kadar kesin konuşabiliyorsunuz, bir kanıt göstermemişsiniz sadece şöyledir böyledir diyorsunuz ve dinsiz olanların anlayacağı dine inananların anlayamayacağını ima edip duruyorsunuz, inanmıyor olmanız sizin daha zeki olduğunuzu göstermez, bu konuda bilginiz olduğunu da göstermez, sizin dolu konuştuğunu gösteren bir şey de yok boş keseden sallamak bu olsa gerek. Biraz bilimle uğraşmış olsanız kesinlikten herkesin kaçındığını görürdünüz!!

    Yaracıyı kabul edip de akıllı değildir diyen, senin aklına şaşmamak elde değil, seni yaratan akıllı değilse bile senden akıllı olduğu malum ki senin yapamadığın bir şeyi yapmış o zaman sen kendi zeka seviyeni bir düşün!

    Yazıya genel olarak, yazıklar olsun! Sizin yaptığınız size bir trilyon verip elinde 2 lira kalana o 2 lirayı niye vermedin demek! kaç defa aklınıza, elinize, kolunuza, akciğerinize, karaciğerinize, bacağınıza, böbreğinize....... şükrettiniz de daha bilimsel olarak hiç bir varlık tam çözülememişken bilmeden yazıyorsunuz. Size söylüyorum dine inananlara düşünmüyor diyenler, siz çok mu düşündüğünüzü sanıyorsunuz, hayır siz daha az düşünüyorsunuz. Aklınızda zikrinizde dilinizde 3-5 şey aynılarını ısıtıp ısıtıp sunuyorsunuz, geri kalan 100 lercesini bu nedenle inkar ediyorsunuz. Sonra bunlar hakkında konuşanları dinlemeden cahilsiniz ne bilirsiniz diyorsunuz. Yazıklar olsun size adaletiniz yalnız size işliyor, siz kötülediklerinizden daha kötüsünüz ama dedim ya düşünmüyorsunuz!

    Siz ne benden üstünsünüz, ne belediye başkanından, ne itfaiyeciden, ne işçiden, neden biliyor musunuz insan insandır ve eşittir ama sizin işinize geldiğinde eşit gelmediğinde dine inanıyorsun sen ne anlarsın! Siz kendiyle çelişen bir şey mi arıyorsunuz, ayna alın bir tane!

    İnsanları kullanmanızda hoş değil, Cübbeli Ahmet in Cern deneyine ne kadar katkısı var söyliyeyim mi, sizin katkınız kadar! Bir de uzmanlık alanınızı merak ediyorum, biyolog musunuz, zoolog musunuz, veya nesiniz?? ne kadar tanırsınız hayvanları canlıları, yalnız filmde mi gördünüz balinaları yoksa bacaklarını inceleme şansınız oldu mu??

    Siz gerçekten O güne inanmıyorsunuz, O gün geldiğinde pişman olmayanlardan olmanız için, inanmanızı dilenicem, ben beni de sizi de yaratana bir şans verdiği için minnettarım ve sizden nefret etmiyorum yalnızca Yaratandan dolayı ama siz O na ve bizce bizden daha değerli olanlara saygısızlık etmeye devam ederseniz, sevdiklerimize yaptığınız saygısızlıktan dolayı biz de sizi bağışlamayacağız !!! yanlış anlamayın sakın, biz O belli olan yüzlerin karardığı güne kadar, verilen vakte kadar bekleyeceğiz, ve O gün bize denirse O zaman sizlerin gerçekten inanmadığına şahitlik edeceğiz, neden bilir misiniz, çünkü biz kişi ayırt etmeden adil şekilde doğruyu söylemek üzere öğütlendik.

    O gün geldiğinde kimin ne olacağını bilemeyiz, bende sevinenlerden olacağımı iddia edemem, sizi yaratan yalnızca bunun için bile inanılmayı ve bir teşekkürü hak etmiyor mu???? İnanmazsanız da bari bizim inancımızı aşağılamayın, çünkü bu bizim gözümüzde sizi küçük düşürmekten başka hiç bir işe yaramıyor....

    YanıtlaSil
  11. Balinanın bacağı var ya arkadaşım, hangi mükemmel tasarım.
    Elbet bir hikmeti vardır mı diyeceksin...

    YanıtlaSil
  12. Öncelikle o organın adı "apandist" değil "apandis". Apandist, apandisdeki meydana gelen bir hastalıktır. Neyi savunduğunuzu, neye karşı çıktığınızı öğrenin önce. Apandis "körelmiş organ" değildir. Bunu basit argümanlarla desteklemeyeceğim. Yeni bilimsel bir araştırma apandisin görevini ortaya çıkardı;

    http://www.sciencedaily.com/releases/2007/10/071008102334.htm

    YanıtlaSil
  13. Doğada hatalı kusurlu canlı gibi tanımların bir anlamı yoktur aslında. Hatalı görülen mekanizmalar ortak atadaki sınırlı materyallerden kaynaklanır. Türün ortak atasındaki biçim ve fenotip havuzdaki mutasyonların adaptasyonlara bağlı olarak suyüzüne çıkması sonucu birikimli şekilde seçilir ve değişir. Doğada görülen şudur ki bazı özellikler bazılarına feda edilmektedir. Örneğin insanın iki ayaklılığı yaklaşık 6-7 milyon yıllık bir adaptasyondur ve ortak atamızdaki dik durma eylemlerinden köken alır. Bipedalizm denilen bu yürüyüş şekli aslında genel olarak tüm memelilerde vardır ama bizlerde daha çok açığa çıkmıştır. Çünkü ortak atamız bir orman canlısıydı. Orman dikey hareketin ve renkli görüşün köklendiği bir bölgedir. Dikey duruş birtakım fedakarlıklar gerektirmiştir. Önce pelvis yani kalça daralıyor. Bu daralma rahim ağzının da küçülmesine yol açıyor. Bunun sonucu bebekler daha minyatürize doğmaya başlıyor. Bunun sonucu sosyal ilişkiler değişiyor. Daha uzun süren bir ergenlik dönemi insan türünün kılsız ve daha çocuksu bir görünüme bürünmesini sağlıyor. Uzun süren bebeklik anneye olan bağımlılılğı anneye olan bağımlılık topluluk içindeki yardımlaşmayı etkiliyor. Tüm zincir birbirine bağlı....
    Bu arada sırt omurlarından bahsedelim. 200 milyon yıllık memeli atalarından ve daha önceki sürüngenlik dönemlerinden gelen dört ayaklı omurganın son 20 milyon yıl içinde dik durma eğilimine girmesi bazı sorunlar çıkartıyor. Önceden dört noktadan toprağa eşit oranda dağıtılan ağırlık iki ayaklılıkla 4. ve 5. omurlara baskı yaparak dengelenmeye çalışılıyor. Bu da türümüzün kemik ve omurga hastalıklarına davetiye çıkarıyor. Dik duruş halindeki iç organlar bağırsaklara basınç yapınca kasık fıtığı kaçınılmaz olarak yaşantımıza giriyor. Aslında son derece tehlikeli bir duruş olan iki ayaklılığın yol açtığı bu sıkıntılar bazı faydaları da beraberinde getirmiş:
    -Ellerin serbest kalması
    -Uzun mesafe yürüyüşü
    - Gırtlak yapısının değişmesi sonucu sessiz harf çıkartabilme yeteneği yani konuşma

    İşte anlatmak istediğim doğada hata olarak algılanan süreç aslında hatadan daha çok materyal yetersizliğiyle açıklanabilir. Doğa kör bir tasarımcıdır. Olasılıkları fazla tutarak en iyi adaptasyonu sağlamaya çabalar. Bu da yaşamda kalmadır. İnsan türü tüm olumsuzluklarına rağmen iki ayaklılığa tam olarak uyum sağlayamasa da büyük bir uygarlık geliştirmiş kendini vahşi doğadan soyutlayarak doğal seleksiyon sürecinden daha az etkilenme yoluna girmiştir.

    Sadece insanda değil tüm canlılarda hata olarak görülen şeyler tamamen ortak ataların gen havuzundaki sınırlı materyalle alakalıdır. Kuşlardaki kanat önce ısı yalıtımı için gelişen bir yapıyken sonradan süzülmeyi en sonunda da uçmayı sağlamıştır. Tabi en hafif olan dinozorların :)

    YanıtlaSil
  14. "sizi yaratan yalnızca bunun için bile inanılmayı ve bir teşekkürü hak etmiyor mu????"

    Yaratıcının, aslında insan bencilliğinin ve fikrinin eseri olduğunu anlatan küçük bir örnek.

    YanıtlaSil
  15. "Omuriliğin sonunu oluşturan kuyruk sokumunun, leğen kemiği çevresindeki kemiklere de destek sağladığı ve küçük bazı kasların tutunma noktası olduğu anlaşıldı."

    Çarpıtma ustası bir yaratılışçı daha. Kuyruğun da görevi bir yandan budur zaten. Omuruliğe destek sağlamak. Denge. Kuyruklu bir ön atadan türediğimiz ortada. Çünkü kuyruklarıyla doğan bir sürü bebek var. Yazıyı ön yargılı okumuşsun belli. Hayatınız ön yargı zaten. Evrim ne kadar çok delil ve kanıt sunsa siz o kadar kaçıyorsunuz.

    YanıtlaSil
  16. Sonuçta biz Allah'ın mükemmel yaratışına iman ediyoruz, siz de doğal seleksiyon destekli 3 küsür milyar yıllık evrim sürecine iman ediyorsunuz.

    Tasarıma dandik demek bu açıdan evrim teorisini de yaralar. 3 milyar yılda "beyin" gibi müthiş bir organı ortaya çıkaran evrim, kuyruk sokumunu mu altedemedi? Saçmalamayın. Tutarlı olun. Evrime iman ediyorsanız, o kuyruk sokumunun da bir işe yaradığına iman edeceksiniz. Dandik tasarım deyip bilimden kaçmak yerine araştırmaya devam edin.

    YanıtlaSil
  17. Eskiden Harun Yahya niye bu kadar evrim teorisiyle uğraşıyor diye düşünürdüm, pek bir anlam veremezdim. Ama şimdi bu blogun sahibi gibi azimli ateistleri görünce Harun Yahya'yı anlıyorum.

    YanıtlaSil
  18. Ne azimi kardeş işkembeden sallamak için azme ne gerek var.Karşındakini alt etmek adına söylediğin sözler senin düşüncene ,muakkibi olduğun mütefekkirâtın yapısına ne kadar uygun öğrenmeden ve sorgulamadan yazılan yazılar için azme ne gerek var...

    YanıtlaSil
  19. Bence bilimin dine uzanan zinciri kırılmak isteniyor işte bu yüzden Evrim var ve Yaratıcı yok..O kadar olağanüstü evrenler ve canlılar vardır ki en küçük hücresine hücresinden aminoasitine aminoasitten atomlarına atomlarıdan çekirdeklerine kadar basitleştiriliyor bilim ışığının adı altında fakat ne kadar aydınlatılmak istensede karanlıkta kalmakta.. Ateizmin içinden helen biri olarak bunları söylüyorum Evrim, Materyalizm, Ateizm üçgeni Tanrı yı yok etmek amacıyla ortaya atılan büyük safsatalardan başka bir şeyin olmadığını gördüm tarafsız bakarak benim için Allah varmış yokmuş farketmiyordu bir Yaratıcıyı yok etmek için milyarlarca gerçeğin tesadüflere dayatıldığını gördüm..

    Madem ki evrim var neden etrafta en ufak bir evrim belirtisi yok ?şu an milyonlarca canlıdan bir tanesi evrim geçiriyor olması gerekmezmiydi..

    YanıtlaSil
  20. Bilgi sahibi olmadan -ki o fikir de daha bebekliklerinde kendilerine dayatılmış- fikir sahibi olan eleştirel düşünme yeteneğinden yoksun kendilerine sunulanın kayanağına bakmayı dahi düşünmeyen dangalaklar sürüsü! Ne çok var bu nmemlekette bunlardan. Bir de bunlar için bazı konular da yalan da mübahtır: Atizmin (ateizm değil) içinden gelmişlermişmiş, onlar da bir zamanlar atizmmiş de sonra da doğru yolu bulup imana gelmişlermişmiş...

    Beyler bayanlar, köpekler istedi diye atlar ölmez. Siz inansanız da inanamasanız da biyoloji bu kuramın üzerine kurulu ve evrim olgusunun varlığı da dünyanın döndüğü bilgisi kadar kesin. Kimse bunu tartışmıyor bile bilimsel çevrelerde. Size birileri Evrim teorisi çöktü, şu kadar da bilim adamı buna karşı çıkıyor diyor siz de sahiden o bilim adamları kurama karşı mı çıkıyor, sahiden Evangelist beslemesi olmayıp da evrime karşı çıkan bilim adamları mı var diye işin aslını birinci kaynaklardan öğrenmek yerine birilerinin size iteklediği araştırarark varmadığınız kanaatleri kendi kanatiniz gibi sunuyorsunuz ve savunmaya geçiyorsunuz. Koyunsunuz başka da bir şey değil.

    Yukarıdaki vatandaş, git önce babana bir bak sonra da aynada kendine. Bak bakalım geçiriyor musun geçirmiyor musun evrim?

    Murteddd

    YanıtlaSil
  21. evrimi savunan insanların varlığıyla anlaşılıyor ki "işlevsiz organlardan biri de BEYİN"..

    arkadaşlar, dayatmalar, sosyal çevreler, aile baskısı v.b. gibi sebepler sizleri bu düşüncelere itmiş olabilir.. ancak, mantık çerçevesinde düşünecek olursanız sonuca zaten ulaşırsınız.. ki şahsi fikrim ; zaten neyin ne olduğunu çok iyi bildiğinize eminim ama dediğim gibi sosyal çevre :)

    ayrıca, iman ettiğiniz taktirde allah katında, bizim gibi doğuştan müslüman olanlardan daha fazla şansınız olduğu müjdeleniyor.. yol yakınken dönün..

    YanıtlaSil
  22. beceriksiz bir tasarımcımız olduğu kadar başarısız peygamberlerimiz de var. tanrıya galatasaraya acıdığımdan daha fazla acıyorum

    YanıtlaSil
  23. "ayrıca, iman ettiğiniz taktirde allah katında, bizim gibi doğuştan müslüman olanlardan daha fazla şansınız olduğu müjdeleniyor.. yol yakınken dönün.."

    sevap puanlarla cennetköşkü satın alan kafanın ürünü bir tanıtım promosyonu

    YanıtlaSil
  24. Ne işe yaramış?
    Kafada bir beyin içinde binlerce hücre?
    Oturmuş elindeki lise dengi biyoloji kitapları üzerine bakıp bakıp yazmış,sonra da millete kakalamaya çalışmış makale diye.
    Ne anladık biz bu aptalın beyninin olmasından.Beyin var hücre de var ama zeka yok.Boşa işte.Bi de o boş beyni ile bilim dünyasında yer işgal etmeye çalışmakta; hem aptal hem bencil...

    YanıtlaSil
  25. Nasıl olsa bir-iki yıla kalmaz uçmayan tavuğunun kanadının da balinanın ayaklarının da sebebini çözer bilim adamları,sen de girecek bi b..k deliği ararsın kendine.Ama dikkat et popo dışarda kalmasın.Bi horoza falan denk gelirsin sonra yılın salağı hakkında yılboyu fıkra dinler dururuz.

    YanıtlaSil
  26. sizi yaratan yalnızca bunun için bile inanılmayı ve bir teşekkürü hak etmiyor mu????"

    Yaratıcının, aslında insan bencilliğinin ve fikrinin eseri olduğunu anlatan küçük bir örnek.

    Sen peki bir bardak su verdiğin şahıs sana teşşekkür etmediğinde kaç türlü küfür savuruyorsun arkasından nankörlüğüne dair?Allah ne teşekkürlerinize ne de varlığınıza inanmanıza ne de ibadetlerinize muhtaç.
    Onun varlığına inanmak sadece ve sadece insanoğlunun ihtiyacı.
    Öyle olmasa dünyanın ez zengin devletleri aynı zamanda intihar oranının en yüksek olduğu yerler de olmazdı...

    YanıtlaSil
  27. kim demiş tavuk kanadı işe yaramaz diye? bu tespit neye göre yapılmış? yav tavuk kanadı olmasa mangal keyfi de olmazdı ki. ayrıca gözleri olmayan balıkta neden göz varmış. bu da beni ilgilendirmiyor gözlerini yemiyorum ki ben balıkların.
    not: ayrıca kör balıklarla da mangal yapılabilir

    YanıtlaSil
  28. amklarım çarpılacağınız

    YanıtlaSil
  29. Much obliged to you for giving such essential data, and a debt of gratitude is for sharing this issue.

    YanıtlaSil