3 Mart 2010 Çarşamba

Rüyada veda (False positive hayal dünyası)

Ben evin ilk çocuğuyum; babaannemin, dedemin ilk torunuyum. 6 yaşındayken dedemi kaybettim, ama anısı hala canlıdır. Babaannemi ise otuzlu yaşlarımın başında kaybettim. Üzerimde çok emeği vardır, onu nasıl sevdiğimi ve nasıl özlediğimi anlatamam.

Babaannem vefat ettiğinde bana söylemediler. Türkiye'de değildim, 4 uçak değiştirip gidilen, on bin kilometre uzakta bir yerdeydim. Benden saklamışlar, yanlız başımaydım, bir iki haftadan erken Türkiye'ye gelemezdim; evden uzak bir başına üzülmesin, uygun zamanda söyleriz diye benden gizlemişler.

Vefat haberini aldığımda çok üzüldüm. Son bir kez sarılamadım, elini yüzünü öpemedim. Çok özlemiştim zaten... Arkadaşım gibiydi babaannem, oturur saatlerce konuşurduk, bana köydeki eski günleri, anılarını anlatırdı... Benim de ona anlatacağım çok birikmişti, bir öğlenden sonra oturacaktık yine beraber, gördüğüm yerleri, ilginç şeyleri anlatacaktım ona... Ne çok şey birikmişti konuşacak...

Vefatını öğrendiğimde cenazesi çoktan kaldırılmıştı. Son bir kez sarılamadan toprağın altına koyuvermişler.

Kocaman adam günlerce ağladım. Daha ölmez babaannem, benim çocuğum olacak onu da büyütecek daha...

Ama gitmişti işte... Veda bile edemeden...

Aradan zaman geçti... Kardeşimle internette konuşuyoruz. Babaannemi rüyamda gördüğümü anlatıyorum; sarılıp hasret giderdiğimizi, konuşmadığımızı ama rüyanın sanki gerçek gibi olduğunu söyledim.

Kardeşim, "abi dün babaannemin ölüm yıldönümüydü" dedi...

Tüylerim diken diken olmuştu... Çok etkilenmiştim... Vedalaşamadığım, son bir kez göremediğim babaannemi ölüm yıldönümünde görmüştüm. Doğaüstü bir durum vardı sanki...

İlk anda insan çok etkileniyor ama durup düşününce durum daha iyi anlaşılıyor.

Bu babaannemi gördüğüm ilk rüya değildi, daha önce defalarca görmüştüm benzer rüyaları... Ölümü beni çok etkilemişti... Zaten hafta bir rüyamda görürdüm onu... Ölüm yıldönümünde görmem özel bir durum değildi.

---

Bazen içinde olduğumuz, başrolünde olduğumuz olayları sağlıklı yorumlayamıyoruz. Duygularımız devreye giriyor...

Adamın biri kaza ile çocuğumuza çarpsa ve ölümüne neden olsa o adamın da ölmesini isteyebiliriz. O bizim canımızı yakmıştır, onun da canı en feci şekilde yanmalıdır... Soğukkanlı bir şekilde düşünüp olayın kaza olduğuna ve adamın çocuğumuzu kasıtlı olarak öldürmediğine kanaat edemeyiz.

Olayın tam tersi gerçekleşse, yani arabayı süren bizim kendi çocuğumuz olsa ve kaza ile başka birinin ölümüne neden olsa bu kez çocuğumuzu savunmak için olayın kaza olduğunu vurgularız.

Dediğim gibi; olayın bizzat içindeyseniz yorumunuz değişiyor.

---

Ben babaannemi kaybetmenin acısını yaşarken onu tam da ölüm yıldönümünde görmenin doğaüstü bir olay olmadığını sakin kafayla düşünüp bulabildim. Bu benim kişisel özelliğim değil, herkes bunu yapabilir.

Burada önemli olan bilimsel jargonda false positive denilen oluşları ayırabilmek. False positive kabaca yanlış alarm demek...

Babaannemi her hafta rüyamda görmüşüm, bunlardan hiç biri özel bir tarihe denk gelmiyor. Ancak sadece bir tanesi ölüm yıldönümüne denk geliyor. Bu durumda rüyanın tesadüf etmiş olmasından başka bir açıklaması yok...

Durumu şöyle izah edeyim;

Birden ona kadar bir sayı tutun?


9 tuttunuz değil mi?
Yok 7 demek istedim aslında...
Hmm... 4 demek ki...
Şimdi de 8 diyorum..
Hayır, hayır 5 tutmuştunuz...

Bu böyle gider ve 10 sayıyı da saydığımda tuttuğunuz sayıyı bulurum...

Peki atıp da tutturamadıklarım ne olacak?

Fal, büyü, şifacılık, rüya tabiri, astroloji vs. uydurmaların tümü yanlış alarmların, yani false positiflerin sayılmaması yüzünden çalışıyormuş, işe yarıyormuş gibi görünüyor.

Şifalı bulmak amacıyla bir mezara, türbeye vs. giden binlerce insandan bir tanesi iyileşiyor.

Kontrollü bir deney yapsak, aynı sayıda kişiyi türbeye değil Disneyland'a götürsek yine benzer sayıda iyileşen olacak.

Tabi şifa olaylarında plasebo etkisi de var. Ancak olayın çalışıyormuş gibi görünmesinde en büyük etken sadece iyileşenlerin sayılması, iyileşen/iyileşmeyen oranının gözardı edilmesidir.

Oysa ki karşımıza çıkan her olguyu taraf olmadan, tüm çıplaklığı ile incelemeliyiz, bazı verileri gözardı edip üzerlerini örterken bazı verileri ön plana çıkarmak dürüst bir davranış değildir.

Biz insanlara bilimsel düşünün, bilimsel yöntemi benimseyin, hayatınıza uygulayın derken bunu kastediyoruz.

Eğer ben dindar biri olsaydım babaannemi gördüğüm rüyayı Tanrı'nın işareti sayacaktım.

---

Diğer bir örnek olarak şehit mektuplarını ele alalım. Askere giden hemen her genç ailesine, sevdiklerine mektup yazar. Özellikle çatışma tehlikesinin olduğu, ölümle burun buruna yaşanan bölgelerden gelen asker mektupları bol bol helalleşme içerir. Bizde gelenektir, helalleşiriz. Yola giderken bile helalleşiriz. İşte bu çocuklar da çok daha büyük bir tehlikenin arefesinde ailelerine yazdıkları mektuplarda en samimi duygularla helalleşirler.

Bu helalleşen çocuklarımızın bir kısmı sağ olarak ailelerine dönerler, yıpranmış da olsa sağ salim dönmeleri sevinç yaratır ve o helalleşme mektupları unutulur gider.

Son otuz yıldır terörle mücadelede binlerce evladımızı yitirdik... Ailelerine mektup yazıp helalleşen bazı çocuklarımız evlerine tabut içinde döndüler... Helalliklerini aldıkları ana babalarının gözyaşlarına boğdular... İşte o askerimizin ailesinden istediği helallik mucize olarak yorumlanır. Yani o askerin öleceğini bildiği sanılır.

Durum yine false pozitif olayı... Ölmediği halde helalleşenler hiç sayılmıyor. Ayrıca mektubunda helalleşmeden, ölümden bahsetmeden ölenlerin de hesabı yapılmıyor.

Yani bir asker, hadi bir değil on olsun, hatta yüz olsun, mektup yazmış, ölümden bahsedip helallik istemiş ve sonunda şehit olmuş. Ama böyle olmayan belki yüz katı, bin katı asker var, onları sayan yok... İlla mucize bulacağız...


---

Sonuç bölümünü yazmıyorum, size bırakıyorum. Ben sonuç yazınca müslüman arkadaşlar kızıyorlar. Bu yazının sonucunu müslüman arkadaşlar yazsınlar.

Saygılar, sevgiler
Bilgehan

4 yorum:

  1. Sonuç:

    İnsanlar false positive ile normal olayları mucize gibi görürler. Aslında mucize yoktur bilim vardır. İslam kötüdür, evrim teorisi iyidir. Bilimi sevin, dinden uzak durun, akıllı olun.

    Doğru sonuç:

    Bırakın bir şehidin helallik mektubu yazması gibi bir olayı, bir sineğin kanadını çırpması gibi en doğal olayları dahi biz mucize olarak görürüz. Uçuş mucizesi deriz. Anne karnında iki DNA'nın bir araya gelip bir insanı inşa etme süreci ise çok büyük bir mucizedir mesela. Ben baktığımda tanecik gibi, bakmadığımda dalga gibi davranan elektron bir başka mucizedir. Gözümüzü nereye çevirsek mucizeden başka bir şey görmeyiz.

    Bilim bu mucizeleri inceler. Zaten o mucizeler olmasaydı bilim de olmazdı. Mucizeler olduğu için bilim vardır.

    YanıtlaSil
  2. plasebo etkisi konusunda bir çok belgesel araştırma var. kafatası açılan ama çok riskli olduğu için tekrar kapatılan bir hasta iyileştiği düşüncesi ile iyileşebiliyor. ama geçici tabiki.

    aynı şekilde tesadüfler ile batıl inançlar insanların saçma şeylere inanmasına neden oluyor. örn: universite sınavı 180 dakika. annem abim sınava girdiğinde abimin de isteği ile kuran okuyor. bir insan 180 dakika boyunca dikkatini toplayamayacağı için sınav sonuna doğru dikkati dağılıyor, kafasını toplayamıyor. annem de yaşından dolayı 180 dakika boyunca oturduğu yerde kuranı okuyamıyor. sonuç olarak abim: ben bildim kuranı okumayı bitirdiğini diyor annem de pişman oluyor.


    insanın tanrıyı yaratmasındaki ile aynı gerçek bu konularda var. insan doğaüstü şeylerin olmasını istiyor. ve bunlara anında inanıyor.

    YanıtlaSil
  3. söylediklerinin tamamı doğru.sizin ufo'larla ilgili fikrinizide merak ediyorum.bununla ilgili bir yazı yazdınız mı tam olarak bilmiyorum.sevgiler.

    YanıtlaSil
  4. yazdıklarınız bana mantıklı geliyor ancak kendim yaşadığım bazı rüya deneyimleri size katılmamaı engelliyor. en çok ve güvenilir rüya sembolüm bende ölümü simgeleyen obje (burada belirtmeyeceğim) onu ne zaman görsem 1 hafta içinde tanıdıklarımdan birisi ölüyor hatta bazen kişinin kim olduğuna dair ip uçları bile oluyor. rüyalarımda daha bir çok olayı önceden görüyorum ve çoğu zaman direk ilgili görüntüyle... eğer bu yaşadıklarımı yaşamasam size yüzde yüz katılırım. ancak yaşadıklarımıda açıklayamıyorum her halde bilemediğimiz daha bir çok şey var. saygılarımla

    YanıtlaSil